Makale Yaz
elmariachi89
Bu haberi yazdır
Rafa Benitez Sendromu
 Eki
07
 2012

Sevgili Renktaşlar;

Cluj ile oynadığımız sutopu maçının ardından,şu takımı eleştirmek bana acımasızlık gibi geliyor.Hani kızsam kızamıyorum,ne söylesem boş.Ancak herşeye rağmen bazı gerçekleri de söylemezsek iyilik değil kötülük yapmış oluruz.

Saha koşullarından bahsetmek istemiyorum,çünkü sizler zaten gayet yerinde şeylerden bahsetmişsiniz.O yüzden fazla da ekleme yapmaya gerek yok.Sadece geçen sezon 3-1'lik Fb maçı ve 3-2'lik Bjk maçları da maç boyu yağmur altında oynanmasına ve hatta 1-1'lik Antalyaspor maçında sahanın tamamı karla kaplanmasına rağmen harikulade bir zemin görmüştük Arena'da..Ancak bu yıl daha 1.maçtan bu hale gelmesi olur şey değil..

Gelelim saha içine...

Evvela şu 80 orta olayına bir açıklık getirmek istiyorum.Sevgili arkadaşlar, maçta Muslera dahil topu ayağına kim alırsa alsın, 2 adım top süremeden ceza sahasına şişirmek zorunda kaldı.Maalesef ki bunlarda istatistiklere "orta" adı altında yansıyor.Yani 80 orta diye birşey yok,önce bunun bir farkına varalım.

Sonra şu 26 şut olayı var.Mesela maçın 88.dakikasında Dany'nin orta sahadan bir vuruşunu hatırlıyorum.Hani biraz daha kavis alsa taça gidecek.Ama bu da istatistiklere şut diye yazılıyor.Ve bunun dışında ilk yarıda ki Hamit'in etkili şutları dışındaki hiçbir şut benim aklımda kalmamış.Eminim sizde maçı izlediğiniz esnada 26 şut attığımızı farketmemişsinizdir.

Bazıları yüzde 80 topla oynama diyor ama tabelada yazan yüzde 67 topla oynamışız.Yani bu da çok abartı bir istatistik değil çünkü zaten sene başından beri bizim ortalamamız 63-64 civarında..O yüzden bu istatistiğe bakıpta "Vaaayy" diyeceğimiz bir durum yok.

Sonuç olarak illa ki gerçek istatistik derseniz,geçen sezonki Süper Final'de TT Arena'da ki Fb maçına bakabilirsiniz.İşte gerçek istatistik odur.Hakikaten de o gün takım aynen istatistiklerin gösterdiği şekilde bir oyun oynamıştı ama İlahi güçlerin katkılarıyla Fb maçı kazanmıştı.

Şimdi olayı nereye getiricem.Yazının başında da söyledim.Bu maç için benim vicdanım takımı eleştirmeye zaten elvermez.Ayıptır,günahtır.Ancak bu maçta dahil olmak üzere genel anlamda Fatih Hoca'ya serzenişlerim olacak.

Kim ne derse desin Fatih Hoca bu sezon şu ana kadar adeta sonları oynayan,emekli olmasına ramak kalmış hocaların yapacağı işler yapıyor.Ben buna kendimce "Rafa Benitez" sendromu diyorum.İsterseniz biraz daha açayım.

Rafa Benitez'i Valencia ve Liverpool kariyerinden tanırsınız.Valencia'da harika yıllar geçirip Liverpool'un başına geçtikten sonra 6 yıl bu takımın başında kalmış ve Premier Ligde sadece 1 kez 2.olabilmiş bir teknik adamdı.Bunun yanı sıra Liverpool'a 6 sezonda 2 kez Şampiyonlar Ligi finali oynatıp İstanbul'da mucizevi şekilde şampiyon olmasıyla bilinir.

Ha bunun yanı sıra 6 sezonda bu kupayla birlikte Liverpool'a kazandırdığı kupa sayısı sadece 4'tür. 1 FA Cup, 1 Community Shield, 1 de Süper Kupa kazanmıştır.Ve 6 sezon sonunda o sezonun 6 kupalı İnter'inin başına geçmiş ve sadece 6 ay sonunda kapının önüne koyulmuştur.Ve o günden sonra da hiçbir kulüp kendisini istememektedir.

Peki neden böyle olmuştur? Sebebini söyleyeyim.

Buna sebep olan şeye tanım koymak gerekirse "Rotasyon Manyaklığı" diyebiliriz.Liverpool'da koskoca 6 sezonda 2 maç üst üste aynı 11 ile çıkmamıştır.Aynı şekilde İnter'de ki 6 aylık süreçte de bu devam etmiştir.Sonuç olarak Premier Ligde 6 sezon geçirmiş ve 2 Şampiyonlar Ligi finali görmüş bir hoca olmasına rağmen bugün "Elit Hocalar" listesinde esamesi dahi okunmaz.

Ve tam da şu an Fatih Terim'in bulunduğu nokta "Rafa Benitez Sendromu"dur. Sezon başından beri hiçbir maça aynı 11 ile çıkmadığı gibi,en önemli deformasyonu da savunma kurgusu ve Selçuk üzerinde yaptı Sinyor Terim.

Hazırlık maçlarından itibaren Selçuk'u resmen geri plana attı.Öyle ki,bir önceki sezonun 13 gollü 16 asistli maestrosunu Fiorentina maçından bu yana sanki Mehmet Topal tarzı oynamaya mahkum etti.Başlarda bunu Melo'nun yokluğu sebebiyle daha defansif oynamak zorunda olmasına bağlamıştım ben şahsen.Ancak Melo döndükten sonra da bu değişmedi.Sanırsınız Selçuk bu takımın ön liberosu,Melo bu takımın maestrosu! Bu kadarına da pes!

Ben burada Melo'yu suçlamıyorum.Çünkü burada insiyatifi alması gereken kişi hocadır.Kusura bakmasın Fatih Hoca Melo'yu bu konuda hiçbir şekilde ikaz etmiyor belli ki.Selçuk'un da her geçen maç agresifliği ve moralsizliği yüzünden okunuyor.Normal şartta Melo'nun Selçuk'un arkasını toplaması gerekirken Selçuk hiçte alışkın olmadığı bir işi yapmak zorunda kalıyor.

Ama olay sadece bununla da bitmiyor.Geçen sezon tüm duran toplar kayıtsız şartsız Selçuk egemenliğindeyken bu sezon benim tabirimle bir dolu "Salça" eklendi takıma.Bu isimlerde Hamit ve Burak oldu.Nerede bir duran top olsa topun başına atladılar.Ve bunların dışında bir 3.salça da takım içinden çıktı. 2 senedir ne ortalarını ne de şutlarını geliştirmeyi becerebilen Emre Çolak dadandı duran toplara.

Ve 2 gün önceki su topu maçı ise artık son noktaydı.Penaltıyı bile aldılar Selçuk'un elinden.Kimse bana bu takımın penaltıcısı Melo demesin.Maçta penaltı olduğunda hepinizin aklına o an tek gelen isim Selçuk'tu.Bir kişi bile eğer penaltıyı Melo'nun atacağını düşündüm derse yalancıdır.

Bu durumda ben ne Melo'yu ne Hamit'i ne Emre'yi ne de Burak'ı suçlarım.Burada yetkili kişi hocadır.Maç öncesinde veya maç esnasında sorumluluk alıp "O topun başına Selçuk geçecek" diyemiyorsa bir hoca,o takımda adalet olgusu bitmiş demektir.

Bakın çok basit bir örnek daha vereyim.Geçen Braga maçından sonra Mehmet Demirkol'un da vurguladığı bir olay vardı.Maçın 90.dakikasında GS orta saha civarında serbest vuruş kazanmıştı ve topun başına Selçuk geçti.Terim kenardan Selçuk'a bomboş durumdaki Riera'ya topu atmasını istedi.Ancak naptı Selçuk? Topu doğru ceza alanına şişirdi.Yani hocasının istediğini değil,bildiğini okudu.Valla hoca kusura bakmasın ama o Selçuk'u bu kadar geri plana atarsa,ona 2.sınıf oyuncu muamelesi yaparsa Selçuk'ta saha kenarında İmparator da olsa Padişah'ta olsa dinlemez,bildiğini okur doğal olarak.  

Ve geçen Cluj maçı dakikalar 86'yı gösteriyor.Ceza sahası yayı üzerinden frikik kazandık.Herkes heyecan içinde Selçuk'tan gol beklerken,Selçuk öyle kötü bir vuruş yaptı ki,eminim hiç kimse gözlerine inanamadı.Belki top dışarı gitti ama kaleyi bile bulsa kaleci armut toplar gibi rahatça tutardı o topu..Ve o an Selçuk'un psikolojisini herkes eminim daha iyi anladı.

Sahada takım için önemini yitirmiş,2.sınıf oyuncu muamelesi görmüş,duran topları elinden alınmış,ön liberoda çakılı oynamaya adeta mahkum edilmiş bir Selçuk'tan söz ediyoruz.Ve o frikikteki vuruş kalitesi bile özgüveninde ki zedelenmeyi çok rahat gösteriyor bize.

O yüzden bana kimse hikaye anlatmasın,laga luga bunlar.Selçuk formsuzmuş,falanmış filanmış.Kim formda ki bu takımda.Sağ bek Eboue'den tutun da forvete kadar hiç kimse aşama kaydedemişken bu durumun suçluları sadece futbolcular olamaz.En formda isim dediğimiz Muslera -- ki bana göre onun bile formu geçen seneden düşük -- 17 resmi maçta 30 gol yemişse bu sezon,bu sadece futbolculardan kaynaklı olamaz.

Selçuk dışında savunma hattı deformasyonuna da kısaca değinecek olursam,her maç farklı savunma dörtlüleri artık gına getirdi.İyi veya kötü oynaması çok önemli değil,ama Riera tercihi her ihtimalde yanlıştır.İsterse bir maçta 10 tane asist yapsın yine yanlıştır,hep yanlıştır.Ha şu olur,siz sezon başından bu yana her maç Riera'yı oynatırsınız o zaman kimse de birşey söyleyemez.Ama her Şampiyonlar Ligi maçının 3 gün öncesinde ki lig maçlarında Hakan Balta'yı oynatıp, 3 gün sonra kader maçlarında Riera ile başlarsanız,başınıza mutlaka bir terslik gelir.Yağmur da yağar seller de akar,arap kızı camdan da bakar.Bu kadar net!

Cluj maçına da değinecek olursam,sahanın en iyi oyuncularından Hamit'i oyundan almak benim için emekli antrenör fantazisinden başka birşey değildir.Çok açık konuşuyorum.Hakikaten bu sezon ki adaletsizlik,akıl alır gibi değil.Hamit en kötü oynadığı maçların çoğunda bile 90 dakika sahada kalırken,böyle bir ortamda,bu kadar rezil zeminde ayakta kalabilen nadir oyunculardan biri arasına girmişken ve etkili oynuyorken söz gelimi "Taktik Gereği" diye oyundan alınması inanılır gibi değil.Yani sadece "Selçuk nasıl kaybedilir?" dersini değil "Hamit nasıl kazanılamaz?" dersininde uygulamalı çalışmasını her maç görmekteyiz,şaşkınlık içinde!

Kısaca son maç için sahadaki oyunculara eleştiri yapılmamalıdır diye düşünüyorum.Ancak Romanya'nın köy takımı Cluj'a karşı helede hakemin 3 sezon önceki Atletico Madrid maçından dolayı günah çıkarırcasına takdir haklarını lehimizde kullandığı şu maçı kazanamamışsak burada sorumlu kişinin kim olduğu yukarıdaki örnekler çerçevesinde gayet açıktır.

Her zaman dile getirdiğim olayı bir kez daha tekrar etmek istiyorum. 

GALATASARAY TAKIMI DENEME TAHTASI DEĞİLDİR.

Bu kadar basit!  Ben bu takımın düzelmesi için kadro istikrarı gerektiğini söyleyip duruyordum ama Cluj maçından sonra anladım ki, bu takıma en başta gereken şey ADALET ! 

Ne yazıktır ki,takım 77.dakikada gol atıyor ve Selçuk dışında kimse sevinmeye dahi gitmiyor.Onun da sebebi Burak ile Selçuk'un kardeş gibi olmaları..Şuna yüzde 99 değil yüzde 100 eminim ki, takım içinde Burak sevilmiyor. Normal !

Sadece kendini düşünen,bencil ve ruhsuz bir oyuncuyu ben olsam bende sevmezdim.Ki zaten daha şu kadarcık sürede bile antipatimi kazandı kendisi.Riera'ya isterse 10 asist yapsın demiştim.Ama bunu Riera'ya antipatim olduğu için söylemedim.Kendisi hakikaten son derece iyi niyetli bir oyuncu.Ama Burak isterse 100 gol atsın,bu tarz oynadığı sürece fikirlerim değişmeyecek.Eğer ki Elmander sakatlanmayıp golü de 77.dakika da o atsaydı,emin olun gole sevinmez,topu ağlardan alıp santraya koşardı.Bu bile bazı şeyleri anlatmaya yetmiyorsa daha ne söylemek gerek bilmiyorum.Mesele tamamen vizyon ve hedeften ibarettir.Kimisi kendini düşünür,kimisi takımını!

Ve o gol tamamıyla Amrabat'ın golüdür.Adam öyle bir orta kesti ki,bırak kafa vurmayı,top kafana çarpsa gol olur derler ya aynen öyle bir ortaydı o..

Hazır Amrabat demişken ona da bir kaç çift laf etmezsek ayıp olur.Bunca formsuz adam içinde her geçen maç daha iyi duruma geliyor kendisi.Hakikaten ritmini buldukça onu seyretmek çok daha keyifli.Özellikle Gençlerbirliği maçından itibaren dikkat ediyorum,sadece hücum yönünde değil savunma yönünde çok ciddi gelişim göstermeye başladı.Verilen bonservisi ne kadar hakettiğini inanıyorum ki,her maç biraz daha kanıtlayacak.Bravo Amrabat !

Elmander'de büyük olasılıkla ilk yarıyı kapattı gibi gözüküyor.Şu an ki şartlarda takımın rayına oturmasında başrol oynayacak bir oyuncunun olmaması, gelecek adına sinyallerin daha da kötüleşmesi anlamını taşısa da,umutlu olmaktan başka çare yok.

Bitirirken bu kadar laf söyledik ama kayıtsız şartsız destek verdiğimizi de bir kez daha hatırlatalım.Fatih Hoca ne zaman ki emekli olmaya aday hoca görüntüsünden uzaklaşır, "Rafa Benitez Sendromu"nu atlatır, o zaman inanıyorum ki adaleti de sağlayacak,kadro istikrarını da yakalayacak.O zaman belki de Elmander'in yokluğu bu kadar aranmayacak.

İşte o zaman yüzde 67 topla oynama oranı gerçekten anlam kazanacak..

Tüm Renktaşlara Sevgilerimle...

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...