Hepinize güzel günler renktaşlar. Cuma günü bana göre çok kötü bir futboldan sonra hakettiğimiz bir mağlubiyet aldık. Hemen hemen son 1 senedir futbol olarak bu kadar kötü bir Galatasaray izlememiştim. Ama bu mağlubiyetin bizler için hayır olduğunu düşünüyorum. Takım uzun süredir yenilmiyordu ve hemen hemen her maçı kazanmaya alışmıştık bizlerde. Bu maç hem takımın ayaklarının yere sağlam basması gerektiğini gösterdi hem de gerçek Galatasaray taraftarlarının kimler olduğunu.

Yorumlara bakıyorum hemen o 2 seneki önceki hezimetten sonra şampiyon olan şampiyonlar ligine giden manchester’a sahayı dar eden sanki bu takım değilmiş gibi hemen asmaya kesmeye kalkmışlar. Yönetimi suçlu ilan etmişler. Fatih Terim’i yerin dibine sokmuşlar.

Pes diyorum sizlere. Bırakın da senede bir takımın kötü oynama lüksü olsun. Hem dediğim gibi emin olun bu maçta futbolcular oynamadan kazanılamayacağını görmüş oldular. Bu maçtan gerekli dersleri çıkarıp braga maçına tam konsantre çıkacaklarına eminim.

Tabi bu yenilginin ve oynanan oyunun da eleştirisini yapmak lazım.

Bir kere biz hücum futbolu oynuyoruz. Çok adamla ileri çıkıp hücum zenginliği yaratmaya çalışan bir takımız. Hal böyle olunca geride hızlı çabuk hamle yapabilen oyunculara ihtiyaç var. Geçen sene Semih ve Ujfalusı bu ihtiyacımızı karşılamıştı. Bir de üstüne Danny alındı. Bu transfer çok eleştirildi ama geriden kalan maçlarda Danny’nin neden transfer edildiğini de çok iyi anlamış olduk.

Takım içinde yapılan rotasyonu anlayabilirim. Türkiye ligi ve şampiyonlar liginde başarılı olmak istiyorsanız as oyuncularınızın yanında kenarda oturan oyuncularınızın da aynı katkıyı vermesi lazım. Fakat takım içinde bence rotasyon yapılması gereken en son mevki defans bloğu. Burada oynayan oyuncuların birbirine uyumu çok önemli. Bir de yukarıda da belirttiğim gibi çabuk hamle yapabilmeleri. Ne kadar çok birbirleriyle oynarlarsa takıma verimleri o kadar artar.

Ben çok zoraki olmadıkça hiçbir maçta Semih - Danny ikilisinin bozulması taraftarı değilim.

Semih her ne kadar hata yapsa da hamleli bir oyuncu ve bence atakları karşılamada son derece başarılı. Danny de keza öyle. Fakat Semih’ten farkı müthiş atletik bir oyuncu. Sezgiyle değil de süratiyle çevikliğiyle bu takımın vazgeçilmezi.

Bir de Ujfalusi’nin sakatlanmasıyla takıma zoraki dahil edilen Cris. Tamam çok büyük tecrübe. Senelerce büyük takımlarda oynamış, şampiyonlar ligi havasını fazlasıyla solumuş bir futbolcu. Başka bir takımda belki oynayabilir. Ama bizim gibi hücum futbolu oynayan takımlarda Cris’e yer yok. Hele ki sol stoperde hiç yer yok. Çünkü sol bek te Hakan Balta var. O da iyi niyetli olmasına rağmen bir bek oyuncusuna göre çok ağır. Hızlı kanat oyuncuları karşısında çok zor duruma düşüyor. Ama Ocak ayına kadar yabancı kontenjanını da düşünürsek elimizdeki tek alternatif Hakan Balta.

Peki bu ne demek?  Hakan Balta’nın açıklarını kapatabilecek oraya da gerektiğinde yardıma gelebilecek hızlı bir oyuncu. Peki defansımızda bu işi yapabilecek tek oyuncu kim? Danny tabi ki.

Ben Ujfalusi geldiğinde bile Danny’nin kesilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Eboue, Semih, Danny ve kaliteli bir sol bek alırsak bu takım çok zor gol yer.

Ayrıca Danny’nin oyun kurma anlamındaki becerisini de göz ardı etmemek gerekir.

Hücum hattındaki görüşümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer ileride baskı yapmak istiyorsanız maça Elmander-Umut ikilisiyle başlamalısınız. Burak Yılmaz defans arkasına atılacak toplarda çok etkili bir oyuncu. Ondan kapalı defansa karşı iş yapmasını çok fazla bekleyemezsiniz. Tabi bir de Amrabat. Bu oyuncu da baskı yapmaktan geri koşmaktan son derece uzak bir oyuncu.

Bence maçlara Elmander-Umut-Emre çolak üçlüsüyle başlamalıyız. Ki bu üç oyuncu da maç sonlarında hep en çok koşan oyuncular olarak göze çarpıyor. Burak ve Amrabat ikilisi yıpranan savunmalar için idealdir. Bir de öne geçtiğimiz maçlarda tabi ki.

Geçtiğimiz maçları hatırlayın. Elmander Umut Emre başlıyor. Öne geçince veya bu oyuncular defansı yıpratınca elmanderin yerine burak, emrenin yerine amrabat giriyordu. Rakip çok zorlanıyor bu oyuncuları durdurmak için. Çünkü karşı takım o kadar baskıyı yedikten sonra ister istemez yıpranıyor. Bu oyuncular da taze güç olarak girdikleri için çok etkili oluyorlar.

Maçlara şu 11 le başlamamız gerektiğiniz düşünüyorum. Muslera, Semih, Danny, Eboue, Hakan, Melo, Selçuk, Emre Çolak, Hamit, Elmander, Umut.

Tabi devre arasında yönetimden acil bir sol bek transferi bekliyoruz. Artık bizim için olmazsa olmaz çok zaruri bir ihtiyaç olmuştur sol bek transferi.

Vel hasıl-ı kelam. Bu maç çok kötüydük. Ama ilerleyen haftalarda daha iyi olacağımızdan hiçbir kuşkum yok. Bir maç yenildi diye kimseyi asmanın bir anlamı da yok. Biz Galatasaraylıysak eğer her koşulda takımımıza destek olmak  en başlıca görevimiz.

TAKIMIMIZA BRAGA MAÇINDA BAŞARILAR DİLİYORUM…

BU TAKIM YİNE BİZLERE ALIŞTIĞIMIZ NİCE ZAFERLER YAŞATACAKTIR.

Saygılarımla,