Öztürk'ten Yalman'a eleştiri
Adnan Öztürk, şu ana kadar resmi tek başkan adayı Alp Yalman'ın da belirli bir plan, proje ve yol haritası üretmeden adaylığını açıkladığını belirtti.  
Öztürk'ten Yalman'a eleştiri

Galatasaray Başkanlığı için adı geçen isimlerden olan Adnan Öztürk, şu ana kadar resmi tek başkan adayı Alp Yalman'ın da belirli bir plan, proje ve yol haritası üretmeden adaylığını açıkladığını belirtti.

-Ünal Aysal, ani bir kararla başkanlık görevini bırakacağını açıkladı. Bu karar Galatasaray'ı nasıl etkiler?

Ünal Aysal'ın bırakma kararıyla ilgili görüş belirtirken kırıcı olmamaya çalışacağım. Bu tür makamlarda birden bire, "ben bıraktım, küstüm" olmaz. Küsme sebeplerine baktığımız zaman, gayrimenkul yatırım ortaklığı ile ilgili yetki istedi. O yetkisi zaten vardı. Bir türlü anlayamadığım bir altın hissesinin satışı ile ilgili bir yetki istedi. O konuda da şunu çözemedim, birşeyi satmak için yetki istiyorsanız, müşterisi var demektir. O müşteri kim? Bugüne kadar da açıklanmadı. Bunlar geride kaldı. Ünal Aysal'ın bırakma tarzı ve ardından ayarlanan seçim takvimi, saygısızlık yapmak istemiyorum ama Galatasaray'da hoş olmayan bir dönemin başlangıcı olacaktır. Sürekli herkesi akıl üretmeye, ortamı sakinleştirmeye davet ediyorum ama bugün bu saate kadar birşey elde edebilmiş değilim.

-Ünal Aysal'ın bırakmasındaki gerçek sebep ne olabilir?

Ünal Başkan yönetme kabiliyetini yitireli bayağı oldu. O da bunu farketti, bazen böyle konuştuğum zaman, "sert konuşuyor" diyorlar ama kişilerle problemim yok. Yönetme kabiliyetinizi yitirince iki seçeneğiniz vardır, ya bırakır gidersiniz ya da bu yönetme kabiliyetini yeniden kazanmak için "ne yapabilirim" diye plan yaparsınız. O ilkini tercih etti. Kendi tercihidir, saygı duymak lazım ama tam sportif yarışmaların ortasında, Şampiyonlar Ligi gibi en önemli sportif misyonlarımızın içinde ve bununla birlikte mali genel kurul yaklaşırken böyle bir takvimin içine seçimi sıkıştırarak gitmiş olması doğru olmadı.

-Mali tablonun kötü olması sebebiyle bıraktığını iddia edenler var...

Galatasaray'ın problemlerini üçe ayırıyorum. Birincisi resmi mercilerle olan problemlerimiz var. En başta stat sorunumuz var. Çözülmesi gereken, acil bir sorun. Gayrimenkullerle ilgili sıkıntılarımız var. İkincisi finansal problemler var. Bize kredi veren kurumlarla ilgili problemler var. Üçüncüsü kulübün günlük yaşamı ile ilgili kurumsal problemler var. Bu tür dönemlere kriz dönemi deriz. Kriz dönemi, kriz yönetimi gerektirir. Kriz yönetiminin de ilk şartı soğukkanlı olmaktır. Ünal Aysal biraz ani bir refleks gösterdi. Bilerek refleks diyorum. Bence bunun yansımaları çok hoş olmayacak.

'Ünal Başkan dönerse çok şaşırırım'

-Ünal Aysal kararından dönmeyeceğini defalarca söyledi ama ikna çabaları sürüyor. Sizce kararından dönme ihtimali var mı?

Hayır yok. Galatasaray'da bu kadar karmaşa, kaos kelimesini kullanmak istemiyorum ama tüm bunlar oluştuktan sonra "evet ben dönüyorum" derse çok şaşırırım. Camiada değer verdiğimiz büyüklerimizin söylediği gibi, bu seçimi en erken Ocak ayına taşımamız gerekiyor. Gönül ister ki, Galatasaray'da seçimler 2015 Mayıs-Haziran ayında olsun, şu ani seçim ve istifa kararlarını aşıp Galatasaray'daki normal seçim silsilesine bir an önce gelelim. Alp Yalman başkanlığa aday. Ona saygım ve sevgim sonsuz ama ben biraz daha stratejik planlarını yapmış bir camia ortamının olmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Şu an normal bir seçim varmış gibi apar topar kurulan listelere gidip oy vereceğiz ya da vermeyeceğiz. Hangi projeye oy vereceğiz? Neye göre vereceğiz? Şu an Galatasaray'ın içinde bulunduğu problemleri çözmek için uzun vadeli statejiler ve el birliği yapmak lazım. Bugün gördüğüm, camiada bir başkan adayı çıkıyor, iki saat sonra çekiliyor. Alp Yalman çıktı, Ünal Aysal bir kardeşimizi işaret etti. Bunlarla Galatasaray'ın problemlerine çözüm gelmez, tam tersine problemlerin üzerine ek problemler getirir.

'Kimsenin kimseden icazet alması gerekmez'

-Ünal Aysal, başkan adayı olarak Cemal Özgörkey ismini açıkladı. Bir başkan adayının adaylığını, eski başkanın açıklamasını nasıl buluyorsunuz?

Bunları iyi niyet çerçevesinde değerlendirmek istiyorum ama her zaman şunu söyledim; planınızı, projenizi yaparsınız, kimsenin kimseden icazet alması gerekmez.

-Ünal Aysal'ın Cemal Özgörkey'i aday göstererek "gölge başkan" olacağı, işleri idare etmeye devam edeceği yorumları yapıldı...

Gölge başkan, güneşli başkan... Tüm bunların hiçbir tanesinin bu kuruma faydası yoktur. Alp Yalman'a da saygısızlık olarak algılanmasın, böylesi bir seçim ortamında ortada plan, proje olmadan, bu kadar büyük problemleri olan bir camianın içine girerek bir sonuç elde edileceğine inanmıyorum. Bir kere daha çağrıda bulunayım: Evet seçim yapalım ama bu seçimi Ocak ayına taşımakta çok büyük fayda vardır. Galatasaray'ın problemleri, kılıcı çekip "Allah Allah" deyip saldırmakla çözülecek problemler değildir. Bu problemler soğukkanlı, akılcı bir şekilde, stratejik hamlelerle çözülecek problemlerdir. Bu problemlerin şaka kaldıracak yanı kalmamıştır.

-"Alp Yalman adaylığını geri çeksin, aday olmazsa seçim otomatik olarak Ocak ayına uzar" ihtimalinden bahsediliyor. Böyle bir düşünce var mı?

Onları söyleyen dostlarımız, büyüklerimiz de var ama şimdi başkan adayı olmuş birine, "sen çekil, sen git" demek de kimsenin haddi değil. Türkiye'ye bir türlü uzlaşma kültürünü yerleştiremedik. Sürekli kavga, sürekli çekişme... Tüm bunları bir kenara bırakıp, ortak akıl üretmek lazım. Uzlaşma kültürü Galatasaray'da vardı. Bu kültürü yeniden canlandırmak lazım. "Eskiden bana böyle yapmışlardı, ben de bugün böyle yaparım, rövanş alırım" gibi düşüncelerle hiçbir yere varamayız. Ben de bu camiada orta yaşlı biri olarak herkesi ortak akıl üretmeye, kapıları kapatıp sessizce çözüm aramaya davet ediyorum. Bu, Galatasaray genel kurulu üyesi olarak her birimizin Türk sporuna, Galatasaray camiasına ve Galatasaray tarihine olan borcudur. Bunun aksi olursa yolun sonunda Galatasaray çok ciddi kaos yaşar. Bu kaostan da "o sorumlu", "bu sorumlu" diyerek de hiçbir yere varamayız.

'Başkan adayı olmayacağım'

-Başkan adayı olacak mısınız?

Hayır. Hep önceliklerim vardır. Ülkem, ailem, Galatasaray. Tabii ki Galatasaray'ın her kurumuna 24 saat sessizce koşturuyorum. Ben daha önce başkan adayı oldum. O zamanki Galatasaray'ın problemleri bugünkülerin yanında çok küçük problemlerdi. Başkan adaylığına bir buçuk sene hazırlandım. Sevgili Adnan Polat 2900 oy aldı, ben 2290 oy aldım ve kaybettim ama küsmedim. Yeniden çalıştım. Son derece yoğun ajandası olan bir yöneticiyim. Benim ajandamın altı aylık kısmı doludur. "Galatasaray'da başkanlık seçimi var, tam zamanıdır, ben gireyim" denemeyecek kadar ciddi işlerdir bunlar. Başkanlık, çok ciddi hazırlık gerektirir. Gece sabaha kadar gelen telefonlar, mesajlar, evimin telefonu dahil, "hadi şimdi ne bekliyorsun" deniliyor, kişi kendini bilmeli. Bunlara hazırlanmak gerekir, şu anki problemler çok ciddi hazırlık gerektirir. Kızanlar var, "Şimdi girmiyorsun, ileride bunu sana hatırlatırız" diyorlar. Çok çok mecbur kalsaydım girerdim ama bu ne Adnan Öztürk'ün, ne de Alp Yalman'ın, ne Ünal Aysal'ın ne de başka bir ismin altından tek başına kalkacağı problemler değildir. Bizim bir yol haritamız olması gerekir. Bunun için de camiada birlik beraberlik olması çok önemlidir. "Adaylık koy" diyenlere de "koyma" diyenlere de "bu zaman da koyarsan seni harcamayalım" diyenlere de teşekkür ediyorum. Hazırlıksız girilen işleri macera olarak nitelediriyorum. Galatasaray gibi büyük bir kurumda maceraya yer yoktur.

-Uzlaşma kelimesinin altını çiziyorsunuz. Kulübün önde gelen isimleri sizin isminiz altında birleşirse seçime girer misiniz?

Uzlaşmayı çok net göremiyorum. Mesela sevgili Divan Kurulu başkanımıza bir çağrıda bulundum. Malumunuz önümüz Kurban Bayramı, resmi tatil nedeniyle her şeyde bir takvim kayması oluyor. Başkan adayı olma süresini Ekim ayının ikisi akşamına koymanın bir mantığı yok. Bunu sekizine kadar uzatabilirsiniz. Altı gün çok önemlidir. Onu bile yaptıramadıktan sonra bu saatten itibariyle çok ümidim yok.

-Seçim Ocak ayına ertelenirse aday olur musunuz?

Ocağa ertelenirse, bu yol haritasında, bana ne rol düşerse ve mutabık kalınırsa, bir tek bana değil her Galatasaraylıya genel kurulda görev düşecektir. Orada bize ne görev düşerse yaparız, bunu kimse hamaset edebiyatı olarak algılamasın. Ben "illa başkan olayım" diye bir iddiam yoktur. Galatasaray'da görevler gelir, değerlendirilir,. Yeterliliğiniz varsa kabul edersiniz. "Camia birleşsin, beni başkan seçsin" gibi birşey yok. Burada çözülmesi gereken, finansal, resmi ve kurumsal problemler. Bana bunları çözmek için ne rol düşerse canımla başımla Galatasaray'ın emrine amadeyim.

Galatasaray'daki isimlerle sürekli olarak görüşüyoruz. Kulüple çok yakından ilgileniyoruz. Rahmetli Özhan Canaydın zamanında yöneticilik yaptım. Başkan adayı oldum. İki sene başkan yardımcılığı yaptım. Kulüple ilgili hesabımı kitabımı çok iyi bilirim. Bu konuda da iddialıyım. Profesyonel bir yöneticiyim. Benim işim problem çözmek, kriz yönetmek. Yapılacak görüşmelerde yine aynı şeyi söyleyeceğim. Zamana zaman tanımak gerek. Ayın ikisine kadar sıkıştırmalarla, birbirimizi kırarak, dökerek olmaz. Para kaybedebiliriz ama insan kaybetmememiz lazım. Galatasaray'daki her insan kıymetlidir. Şimdi kırgınlıkları, kavgaları hatta biraz da kibiri, kimseyi işaret ederek söylemedim, bunları kenara bırakmalıyız.

'Alp Yalman'ın plan, proje üretmeden başkan adayıyım dediğini kendi de biliyor'

-Başkan adaylığının açıklanması için yalnızca bir gün kaldı. Tek resmi başkan adayı Alp Yalman. Tüm Galatasaraylılar merak ediyor. Galatasaray'ı kim yönetecek?

Alp Yalman büyüğümüz adaydır. Şu anda resmi başka aday da yok. Çalışan gruplar var ama ikisi akşamına kadar da başka aday çıkacak gibi gözükmüyor. Alp Yalman başkan seçilirse ararız,  "24 saat telefonumuz emrinizdedir" deriz. Ama yine söylüyorum, Alp Yalman'a saygısızlık etmek istemiyorum ama plan, proje, yol haritası üretmeden "başkan adayıyım" dediğini herkes biliyor. Bu Alp Yalman da biliyor. İnşallah çok yanılırım ama Galatasaray'da sorunların bugünden yarına çözülebilceğini zannetmiyorum.

-Ünal Aysal Cemal Özgörkey'i başkan adayı olarak işaret etti. Alp Yalman ve Cemal Özgörkey arasında hangi isim öne çıkıyor?

İkisine de başarılar dileriz. Öne çıkan ismi söylemek bize yakışmaz.

-Alp Yalman'dan size teklif gelirse, bu yönetimde yer alır mısınız?

Hayır. Galatasaray'a hizmet için yönetimlerde yer almak ya da başkan olmak gerekmiyor. Bazı durumlarda sessiz sessiz hizmet ederiz ve bunun da reklamını yapmayız.
'İki günde kurulan heyetlerle reform yapılamaz'

-Galatasaray'ın mali sorunları içinden çıkılamayacak boyutta mı?

Rakam vermeden söyleyeyim. Galatasaray'ı buraya getiren davranış ve eylemler silsilesini kesip atma, ayağını yorganına göre uzatma dönemi gelmiştir. Futbolun bir endüstri olduğunu kabul edip ona göre yönetmeye başlarsanız, diğer branşlarda da geliriniz kadar gider yaparsanız, Galatasaray'ın gerçek misyonunu hatırlarsanız; Galatasaray'ın gerçek misyonu Türk gençlerine spor yaptırmak, genç sporcular kazandırmak ama en önemlisi yabancı takımları yenmek. Tüm bunları alt alta koyarsanız, yanına da istiyorsanız hedef 2019 deyin. 2019'da amatör şubelerdeki "tüm sporcular benim alt yapılarımdaki okullardan yetişecek, bunun için bu kadar para ayırdım" derseniz, futbolu da bir endüstri olarak kabul ederseniz, bunun da beş-altı senelik planlarını yapıp, finansal kurumlarla karşı karşıya oturduğunuz zaman hiçbir probleminiz kalmaz. Eskiden gelen alışkanlıklar, lobicilik ve harcama alışkanlıklarıyla Galatasaray'ın gideceği bir yer yok. Bunlara kısaca reform diyorum. Bütün harcamaların eğrileri bende var. Rakam ve grafik olarak göstersem kamuoyu "ne oluyor" der. Reformlar da akılla yapılıyor. İki günlük kurulan heyetlerle yapılmaz.

-Bu Galatasaray'ın hedeflerinde bir küçülmeye sebep olur mu?

Ayda 10 lira kazanırken gidip 100 lira harcarsam iflas ederim. Buranın gelirleri-giderleri bellidir. Galatasaray eğitim kökenli bir camiadır. Senelerdir hayalimi dile getiriyorum. Ali Sami Yen Spor Lisesi'ni kuramıyoruz. Geçenlerde gazetede gördüm. Messi'nin okulu Türkiye'de açılıyor. Bir İspanyol kulübü geliyor, Türkiye'de okul açıyor. Gençlerimiz için biz hala burada "şu kadar kredi borcumuz var" diye konuşuyoruz. Hedefleri doğru koymak gerekiyor. Öyle bir hale geldik ki Galatasaray'ın en amatör ve şık kürek takımında bile neredeyse kürek çeken Türk sporcu kalmadı. Bunun adı amatör spor falan değil, bunun Türk gençliğine de bir faydası yok.

'Galatasaray'da kavga ortamı büyük'

-Adnan Polat, Galatasaray'da kavga ortamı var demişti. Bu kavga ortamı herkesi birbirine düşürecek kadar büyük mü?

Görünen o ki büyük. Galatasaray'da beni de kıran, üzen, hoş olmayan şeylere maruz kalmışımdır. Bunların hepsini not etmişimdir. Galatasaray'la ilgili akıl üretirken, bunların hiçbirini duygularıma karıştırmam. Adnan Polat güzel söylemiş, "kavgayı bitirecek olanlar daha önce başkanlık yapmış olanlardır". Kavga kültürü Özhan Canaydın ve Faruk Süren döneminde de vardı. Faruk Süren "dört yıl üst üste şampiyon oldum, UEFA kupasını aldım, beni de gönderdiler" diyor. Galatasaray 109 yaşına geldi, kurum üzerinden kavga etmemek lazım. Kırgınlığım olan büyükleri de aradım, "kavga edeceksek edelim ama Galatasaray'ı riske edecek kavga etmeyelim, Galatasaray'ı düzlüğe çıkartalım sonra istiyorsanız kavga da ederiz" dedim.

-İnan Kıraç, Faruk Süren ve Ali Dürüst de Ünal Aysal'ı ikna etmeye çalışıyoruz açıklamasını yaptılar. Aysal'ı ikna etmek için gösterilen bu çaba doğru mu?

Neye ikna etmeye çalıştığınız da önemli. Sıkışık takvimin aşılmasında Ünal Aysal'a da görev düşüyor. Bu hamle için Aysal'ın yapması gerekenler var. Ali Dürüst'ün çağrısında bir detayı atlamayın. Normal seçim takvimi olan Mayıs-Haziran ayına kadar başkan olmasını istiyor. Herkesin, ben de dahil, intikam duygularını kenara bırakma zamanıdır.

-İntikam kelimesini birkaç kez söylediniz. Galatasaray Kulübü içinde neyin intikamı var?

Herkesin herkesle sorunu olabilir ama bu sorunlar öyle noktalara gelmiş ki "bana bu yapıldı, ben de bunun aynısını ona yaparım" gibi. Galatasaray üzerinde kavga edilecek bir kurum değildir. Galatasaray bakıma alınacak bir kurumdur. Kurumu sağlamlaştıralım, ondan sonra istiyorlarsa kamuoyu önünde olmamak kaydıyla kapıları kapatıp kavga ederiz, sonunu tatlıya bağlanır.

-Yönetimden ayrıldıktan sonra sizi en çok üzen olay ne oldu?

Kötü bir olay oldu. Ama bundan bahsetmeyelim. Kurumsal bir olaydı. Avukat olayları vardı. Kötü şeylerden bahsetmeyi sevmiyorum.

-Faruk Süren'in önerdiği "Abi Başkan" formülü var. Süren, İnan Kıraç'ın başkan olmasını ve altında güçlü bir yönetim oluşturulmasını önerdi... Faruk Süren abimiz çok entresan bir zekaya sahiptir. Bunu söylerken ne demek istediğini anlıyorum ama bu tür formüller biraz duygusaldır. Duygusal formüllerin, matematiğe katkısı olmaz.

-Adnan Polat da, "İnan Kıraç başkan olsun" demişti. Kıraç adının bu kadar ortaya atılmasını neya bağlıyorsunuz?

Bunlar duygusal açıklamalar. Duygusal derken pozitif anlamda söylemiyorum. Bu açıklamaların, şu anki duruma hiçbir faydası yok.

'En son yapılacak şey Prandelli'yi eleştirmek'

-Prandelli'yi başarılı buluyor musunuz?

Benim yönettiğim, yönetim katında huzur iyi olmazsa, yönettiğimiz fabrikalarda ortam birbirine girer. Yönetimde huzur yok, fabrikadan çıkan ürünler çok bozuk diye gidip fabrikaların müdürlerine kızmama benzer. Prandelli'yi eleştirmem. Önce yukarısı pırıl pırıl olacak ki, sergilediğimiz ürün olan futbol rahat etsin. Şu anda en son yapılacak şey daha dün Türkiye'ye gelmiş Prandelli'yi eleştirmektir. Bu vesileyle de Arsenal maçında tüm takıma başarılar diliyorum.

-Bu ortamda Galatasaray'ın şampiyonluk şansını nasıl görüyorsunuz?

Şu anda ligdeki puan cetveline bakarsanız, Galatasaray'daki yönetimsel anlamdaki kargaşayı bir kenara koyarsanız, şampiyonluğa en yakın takım Galatasaray. Çok iyi bir kadromuz var. Sadece moralle ilgili sorun var.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler