WEBASLAN ÖZEL - Galatasaray'da yaklaşan seçim öncesi Turgay Kıran'dan sonra  bir diğer başkan adayı Ahmet Özdoğan, Webaslan.com'a özel açıklamalarda bulundu.

 

Ahmet Özdoğan'ın ardından diğer başkan adayı Dursun Özbek'in Webaslan.com'a verdiği özel röportaj yarın(Cuma) sitemizde yayında olacak.

 

23 Mayıs Cumartesi günü yapılacak seçim öncesi çalışmalarının sonuna gelen ve artık büyük günü beklemeye koyulan Ahmet Özdoğan, kıyasıya süren şampiyonluk yarışından , kulübün maddi düzenine, idari sorunlardan transferlere bir çok konuda oldukça samimi açıklamalarda bulundu.

WEBASLAN ÖZEL | TURGAY KIRAN'IN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR İÇİN TIKLAYIN...

 

 

 

 

"Ben tecrübeli bir yöneticiyim. Tecrübeli yöneticiler son dakika düdük çalana kadar bu işe dikkat derler. Daha az tecrübeli olursanız son dakikayı beklemeden konuşmaya başlarsınız. Sporda son dakikaya kadar beklemelisiniz. Ben her yerde söyledim Galatasaray şampiyon olacak diye. Ama son dakikaya kadar beklemeniz lazım. Bu Galatasaray'a olan güvensizliğimden değil bu sporun tecrübesinden geliyor. Son dakikaya kadar bekleyeceksiniz. Galatasaray şampiyon olacak ve kupayı da alacak. Buna inanıyorum."

 

 

 

"Hamza Hoca şu ana kadar çok iyi gitti. Kendisiyle hiç görüşmedim. Karşı karşıya gelmedim ve telefonla da konuşmadım. 3 Haziran'a kadar da ne konuşurum ne karşı karşıya gelirim. İnsanların konsantrasyonunu bozmam. 3 Haziran kupa finalinden sonra, kupayı da alacak Hamza Hoca, oturur konuşuruz. Başkan olduktan sonra çok uzun süremiz var Kendisiyle oturur konuşuruz. 

 

 

 

Devam yolunda ben taraflara bakarım. Hamza Hoca devam etmek istiyor. Bu hedeflere bakarım. Bizim hedefimiz 3 seneye 3 şampiyonluk. Hamza Hoca bu hedeflere varım diyorsa ve çalışmayı istiyorsa ben de isterim. Ama herhangi bir durumda bir anlaşmazlık olursa Galatasaray 48 saat içinde antrenörünü bulur. Şunu da söyleyeyim bu konuda hiçbir antrenörle konuşmadım. Kimse de bunu iddia edemez.

 

 

"Ben 7 bin 908 kişinin gelip oy kulandığı, Galatasaraylıların gelip sandığına ve oyuna sahip çıkacağı bir seçim istiyorum. Genel Kurul ne derse o olur. Kim kazanırsa o projelerini iyi anlatmıştır. Kaybedenler anlatamamıştır. Hatayı hep kendimde ararım. Genel kurulun takdiridir. Bizim arkadaşlarımızla birlikte hareketimizin adı 'Ortak Akıl'dır. Eninde sonunda bu fikir seçimi kazanacaktır. Bu seçim ya da başka seçim. Bu hareket genel kurulun ta kendisidir. Genel kurul da eninde sonunda kazanacaktır."

 

"Ben üyelerin gelmesini dilerim. Kendim her seçime gidip oy kullanmışımdır sağlık problemim yoksa. Biz insanlara gelin ve kulübe sahip çıkın derim. Katılımcı olun derim. Hep birlikte daha güçlü oluruz derim. Daha fazlasını yapamam. Gönlüm herkesin gelmesini ister. Ama o gün insanların farklı işleri olabilir. Hastadır, yurt dışındadır. Ben yüksek bir katılım olacağını dşünüyorum. Umarım öyle olur. Biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz üyelere ulaşarak. Ama seçim günü belli olacak her şey. Ondan önce yapılan tüm araştırmalar yanlış çıkar."

 

 

 

"Ben Ahmet Özdoğan olarak ortaya çıkmıyorum. Ortak Akıl'ı temsilen başkan adayıyım. Ortak Akıl bir gün mutlaka başarılı olacaktır. Ben fikir adamıyım. Fikir adamları proje koyarlar ve bu proje bir gün başarılı olur. Ama ne zaman bilemeyiz. Ama bu fikir başarılı olacaktır. Temeli doğrudur. Sadece Galatasaray'ı değil Türk Sporu'nu da değiştirecek bir fikirdir bu."

 

 

"Ortak Akıl'ın ana felsefesi katılımcılıktır. Genel Kurul üyelerinin katılımı. Ben başkan olsam genel kurul üyelerinden para istemem. Benim için üyelerin aklı önemli. Onların akıllarını görüşlerini isterim."

 

 

"24 Mayıs sabahı başkan olursak ilk işimiz olağanüstü mali genel kurul yapmak. Bu genel kurulda tüm durumu mali genel kurulla yapacağız. Sonrasında genel kuruldan stadın mülkiyeti için görüşme yetkisi alacağız. Sonra dönecek ve gayrimenkullerle ilgili bir çalışma yapacağız. Bunun için Gayrimenkul çalıştayını toplayacağız. Ne demek bu? Galatasaray'da 12 bin kişinin içinde gayrimenkulle uğraşan insanları bir araya getirecek ve soracağız. Mecidiyeköy arazisine ne yapalım? Neden yapalım? Herkes kendi görüşlerini aktaracak. Biri çıkar gazete yapalım der. Bizi çıkar hastane yapalım ve biri de otel yapalım der. Şunu söyleyeyim Galatasaray'ın gayrimenkullerinin 12 bin'de 1'i bana ait. Buralarla ilgili kararı bana sormadan alamazlar. Genel kurul ne karar veriyorsa biz ona varız."

 

 

"450 milyon TL geliri olan bir kulüpte çıkış noktası vardır. Hep acı reçete yazıyorlar Galatasaray 'feda' diyecek diye. Ben hiçbir taraftarın bir saatini, gününü ayını üzülerek geçirmesini istemem. O sizin taraftarınız. Onun için düzgün iş yapmanız lazım. Taraftar biletini almış maça gelmiş formasını almış. Forma için 58 milyon TL para çıkmış ama siz 15 milyon zarar vermişsiniz mağazacılıkta. Bunda suçlu ben miyim? Galatasaray'da mali sorundan ziyade idari zorun vardır. Dünyanın hiçbir yerinde bir başkan 450 milyon geliri olan bir yerde bizim CEO'muz yok, biz tasarruf yapıyoruz diyemez. Diyorsa benim diyeceğim bir şey yok."

 

 

"Mali genel kurullarda idari sorunları o kadar anlattım ki. Şubat ayında Galatasaray bir başvuru yaptı TFF'ye. 4 saat sonra bir başvuru daha yaptı. Yönetim Kurulu kararı olmadan bir başvuru yapılmış dedi. Bundan öte bir idari sorun olabilir mi?" 

 

 

Sportif AŞ'nin Başkanı Hamdi Yasaman diyor ki benim Prandelli ile görüşmelerden haberim yok. Sportif AŞ başkanı bilmiyor. Diyelim ki anlaşıp döndünüz. Galatasaray'da tek başınıza iş yapamazsınız. Sportif AŞ'den nasıl geçireceksiniz? Geçiremezseniz ne olacak? Başkanın haberi yok.

 

"Öte yandan bir algı operasyonu yapılıyor. Prandelli'yi gönderen ben değilim. Peki Prandelli'ye bugüne kadar ne kadar para ödediniz? Onu bir açıklayın. Sonrasında da şu kadar ödeyeceğiz diyorsunuz. Zaten sezon sonuna kadardı sözleşmesi. Siz ona bu parayı verip sonrasında bunun adına başarı diyorsunuz. Buradaki başarı bir başka başarıdır."

 

 

 

 

"Demokratik ve kararlı biriyim. Bu bakımdan Galatasaray temsiliyet krizi yaşamaz. İkinci olarak Galatasaray aktif bir duruma gelir bundan sonra. Bu ne demek? Federasyonlarda Galatasaray'ı temsil eden delegelerin konuştuğunu görürsünüz. Sürekli olarak konuşur ve bir şeyler üretirler. Ortak Akıl'ın felsefesinde bunlar vardır. Sadece genel kurullarda değil mali genel kurullarda da konuşacağız. Herkes gelsin benden hesap sorsun ama gerektiğinde ben de federasyonlarda hesap sorarım."

 

 

 

"Voleybol ve basketbol amatör değil artık. Bizim listemizi incelediğinizde voleybol aklını temsil eden bir isim var. Serhat bey. O, bu şubeyle ilgilenecek. Basketbol branşına baktığımızdaysa genel kuruldan bir kişi, divan kurulundan bir kişi. Sponsorlardansa icra kuruluna insanlar alarak basketbolda yeni bir yapılanmaya gideceğiz. Sponsorla birlikte yürüyeceğiz. Birlikte saygı çerçevesinde yürüyeceğiz. Sponsor Galatasaray'ın geleneklerine saygılı olacak. Ben parayı verdim onu yaparım bunu yaparım olmayacak. Saygı çerçevesinde birlikte yürüyeceğiz. Saygının olmadığı yerde biz hiçbir şekilde yer almayız."

 

 

"Sponsorla bir anlaşma yaparsak bunun sonuna kadar arkasında dururuz. Yani sponsor bir gün uyanıp gazeteye baktığında bizim otomotiv sponsorumuzsa gazetede başka bir başka otomotiv firması size sponsor olmaya kalkar. Bu bizde olmaz. Bunu yapamazsınız zaten. Bunu yaparsanız size sponsor da gelmez. Niye gelsin ki?"

 

 

"Şubelerle ilgili sponsorluk hazırlıklarımız var. Ama göreve gelmeden bunları açıklamak doğru değil. Biz sponsor hazır dersek doğru olmaz. İyi niyet anlaşmamız var ama sonrasında oturur konuşuruz. Ama küçülmem. Benim anlayışımda küçülme yok. Zarar etmem, küçülmem de. Bakalım 2-3 olan takımlar basketbolda ne harcamış? Benim hedefim şampiyonluktur. 2. ve 3.'yü başarısızlık sayarım. Ben Galatasaraylıyım. Başarısızsak başarısız olduk deriz. bu kadar açık yürekliyiz. Ben seyircime şu oldu bu oldu başarılıyım demem."

 

 

 

"Galatasaray'da Muslera'sı, Sneijder'i veya diğer üst düzey futbolcuları satacaksınız, sonra borçları ödeyeceksiniz. Daha sonra o stada nasıl seyirci getireceksiniz? Gelmez ki kimse. Yabancı ve yerli yıldızınız olmalı. Burak gibi Selçuk gibi zaman zaman Emre Çolak ve Yasin gibi. Bunların takımınızda olması lazım. Bunlar da yıldız futbolcu. Galatasaray gibi üst düzey bir takımda oynuyorlar."

 

 

 

"Dünyada 17-18 yaşında da yıldız oyuncular var. Ama popüler değiller. Ciddi şekilde yıldızlar ama popüler değil. Türk medyası onu tanımıyor ve bu yüzden yıldız değil gözüyle bakıyor. Bir gelsin bakalım yıldız mı değil mi..." 

 

 

"Bruma'yı örnek verecekseniz ben o fiyatı vermezdim. O fiyat ve Bruma birbirine oturmuyor. Çok yüksek bir fiyat o. Proje bazlı bakamazsınız. Oyuncuyu 13 milyon avroya alıyorsunuz. Kaça satacaksınız peki? Ben çok çok daha ucuz aklınızdan geçmeyecek rakamlara çok daha iyi oyuncular alabilirim. Yeter ki bilimsel olun ve araştırın. Dünyada böyle yıldızlar var. Çok yok ama var. Yıldız adayı deniliyor ama ben yıldız oyuncudan bahsediyorum. Bu ikisi farklı. Buna örnek Ribery'dir. Ribery Galatasaray'a geldiği zaman yıldızdı ama medya bilmiyordu. Tüm dünyadaki yıldız ve yıldız adaylarını takip ediyoruz."

 

 

 

"Zlatan Ibrahimovic transferi için rakamlar ortada. Nasıl olur bu transfer? Şu anda Galatasaray'ın mali tablosunda böyle bir şey yapamazsınız. Menajerinin açıklamaları haklı. Galatasaray gibi bir kulüp bana talip diyor ki pazarlık payı artsın. Ama Galatasaray gibi bir kulüp bunu kabul etmez bu tablolarla. İyi zamanda alınır mı? Bunu da teknik yönetime sormak lazım. Galatasaray'ın geçen sene ocak ayındaki transferlerinin toplamı 135 milyon TL. Bu ne demek? 135 milyon TL kaynak yanlış yerde harcanmış. Kaynak geliyor ama yanlış harcanmış. Buna dikkat etmelisiniz"

 

 

Ligdeki diğer rakip takımların başkanları ve TFF Başkanı'na bakış açınız nasıl? 

 

"Rakip takımlara hiç karışmam. Ben seçmiyorum ki onları niye konuşayım. Her zaman bütün kulüplere eşit mesafede oldum yine öyle olurum. Spor barış demek zaten. Kimseye küs olmam. Herkese eşit mesafedeyim."

 

 

"Türk Futbolu'nun kaynakları ne kadar? Türk Futbolu Dünyada nerede ve futbolumuzu dünyada kaç kişi izliyor. Bu cevaplar yerine oturuyorsa başkan başarılı. Oturmuyorsa başkan başarısız. Benim başarı düşüncem bu. Milli takımın aldığı verdiği maçlara bakarsanız içinden çıkamazsınız. Siz Türkiye liginin İspanya ve İngiltere'deki lig maçları gibi izlendiğini gördüğünüz an federasyon başkanı kimse çok başarılıdır. Ben isim üzerinde durmam. Durmanın anlamı yok."

 

 

 

"Galatasaray zaten dünya markası. Ben Obama ve Putin'i buna örnek olarak söylerken basın mensupları farklı yorum yaptılar. Ben şunu söyledim. 1905 yılında kurulan Galatasaray'da Ali Sami Yen ve arkadaşları bir gün Sarkozy'nin oğlunun Galatasaray formasını giyeceğini düşünebilir miydi? Düşünemezdi. Ben de bugünden düşünüyorum. Galatasaray forması bir gün Kremlin'e ve Beyaz Saray'a girecektir. Ben bunu söyledim."

 

 

"Galatasaray taraftarı öyle bahsedildiği gibi 20-25 milyon değil. Galatasaray seyircisi 40-50 milyon. Nasıl oluyor bu? Galatasaray sadece Türkiye'nin takımı değil: her yerde. Almanya'ya, Fransa'ya, Hollanda'ya gidin Galatasaray'ı görürsünüz. Afrika'ya gidin Galatasaray'ı görürsünüz. Çin'e gidin Galatasaray formasını görürsünüz. Bu çok büyük bir olay ama siz bu formadan zarar ediyorsunuz. Bu kabul edilemez."

 

 

"Bizim çok farklı ufuklarımız var. Daha olağanüstü şeyler yapacağız. Galatasaray dünyanın her yerinde çok daha farklı temsil edilecek. Bu projeyle ilgili bu kadarını söyleyebilirim. Çok farklı bir projemiz var bu konuda. Ama biraz daha alt yapısını geliştirmemiz lazım. Çok büyük bir proje olacak."

 

 

"Ben her şeyi paylaşırım ama bu projeyi yapamazsınız. Ben bir reform hareketini anlatıyorum size. Bir başkan 2 yönetici bir CEO hareketini anlatmıyorum. Ortak Akıl'dan bahsediyorum. Bu projeleri yapabilmeniz için mantalitenizin değişik olması lazım. İstişare etmeniz lazım. Birebir yaşamanız lazım insanlarla. Bu işler lafla olmaz."

 

 

Galatasaray taraftarı stada gelmiyor. Peki neden gelmiyor? Bunu yaşamanız lazım. Birlikte olacaksınız. Biz taraftarlarla toplantı yapıyoruz. Taraftarların bir kısmı Passolig'den ötürü gelmiyor. E sen çıkmış Passolig'den para almışsın sponsor yapmışsın ve Passolig kalksın diye açıklama yapıyorsun. Bu samimi bir duygu değil. Siz para alıyorsanız Passolig'i kabul ettiniz demektir. Zaten bu Türkiye'de kanunla çıkmış bir şeydir. Bunda yapılacak şey kulüp, taraftar ve federasyon bir araya gelecek ve öyle çözüm üretecek."