Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakır, Galatasaray'ın Ziraat Türkiye Kupası'nda Tokatspor ile oynadığı mücadeleyi değerlendirdi. Çakır, G.Saray'da ilk kez forma giyen isimlerin performansının geçer not aldığını belirtirken, Umut Bulut'un da eski performansında olmadığını ifade etti.

İşte Çakır'ın o yazısı...

"Tokatlılar için futbol bayramı gibi bir gündü. Ender olarak dolan tribünler önünde coşkulu bir maç yaşandı.

Gerçi Drogba, Sneijder gibi dünya gözüyle ancak bir kez görülebilecek yıldızlar yoktu ama gelenler de yabana atılmazdı. Hatta bir yığın oyuncu Sarı Kırmızılı formayı ilk kez Tokatspor maçında giymiş oldu ki bu tarihe geçecek bir durumdu.

Şubat başında bu kadar iyi hava şanstı ama evsahibi adına bu güzelliklerin sahada sürmesi de mümkün görünmüyordu. Tokatspor kupadaki başarısıyla gururlanabilir, buna diyecek yok fakat bunun da bir sınırı var. Üç büyük takımın gelemediği bir alanda mücadele verme onuru yaşayan mütevazı takım daha ne yapsın!

Doğrusu bu maçın da ilk 20 dakika içinde bitmesi sözkonusu olabilirdi. Hakem önce kırmızı kartlık bir pozisyonu pek umursamadı, ardından da Cim Bom’un golü ‘görülemedi!’ Kabul, Ontivero’nun cezaalanı dışından nefis bir vuruşla attığı golün verilebilmesi için çizgi hakemi gerekliydi. Tokatspor’un bir penaltısı da görmezden gelinenler listesinde yer bulabildi.

Hazırlık maçlarında bile böyle kadrolarla maça çıkılmaması gerektiğini hep savunuyorum ama bu kez durum farklıydı. Galatasaray’ın neredeyse yeni bir takım kurarcasına para harcayıp aldığı adamların en az bu maçı kazanmaya yetecek birşeyler yapabilecekleri açıktı. Açıkçası, sanki onlar için resmi bir maç organize edilmiş gibiydi.

Hangi oyuncu nasıl oynadı sorusuna yanıt ararken asıl söylenmesi gereken hepsinin bu ciddiyet içinde görev yapmalarıydı. 11 benzemezin ilk kez biraraya gelişi, büyük takım heyecanı, saha zemini gibi mazeretler dizisi kabul edilebilir nitelikteydi. Nitekim ikinci yarıda zeminin çıkardığı sorun Ontivero’nun sakatlanmasına yol açtı.

Hajroviç’in golünün ilk oluşu dışında pek büyütülecek bir yanı yoktu ama Yekta iyi iş çıkardı ve ayrılmak istemeyişini anlamlı kıldı. Ayrıca Emre Çolak’la birlikte oyunu kontrolünde tutan adamdı. Veysel’in hırsı belirgindi. Salih de o çizgiyi aşamadı. Burdisso rahat ve güvenli, Telles kendini sıkmak istemez gibiydi. Eskilerden Umut’un sürekli hale gelen dağınıklığı da göze batıyor.

Evsahibinin Cim Bom’a ‘tarihi’ bir gol atma çabasının sonuç verebilecek gibi göründüğü ikinci yarıda uzun süre tarafların direkten dönen birer topu dışında heyecan yoktu. Son 10 dakikada Cim Bom tekrar oynamaya başlayınca maç renklendi. Evsahibi de buna katıldı. Veysel, iyi oynamanın ve gol atmanın çok da zor olmadığını gösterdi. Ancak daha iyi pozisyonda beceri eksiği daha fazlasını önledi. Bunun da çok düşünülecek bir yanı yoktu. Görev eksiksiz yerine getirilmişti ve as takımın Arena’da 2 gol atabildiği rakip karşısında deplasmanda 3’lemenin değeri de ortadaydı."

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın