Aysal'dan Londra'da Terim sözleri!
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Londra'da gerçekleştirilen "Futbolun Liderleri Konferansı"nda konuştu.  
Webaslan.com
Aysal'dan Londra'da Terim sözleri!
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, UEFA Şampiyonlar Ligi B Grubu'ndaki rakibi Juventus'un kulüp başkanı Andrea Agnelli ile "Sağlıklı Rekabet: Avrupa Kulüp Başkanları Tartışması" başlıklı oturumda konuştu.

Başkan Aysal, oturumda kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken, bir çok konuda da önemli açıklamalarda bulundu.

Teknik direktör Fatih Terim ile yollarını ayırmalarıyla yöneltilen bir soruya Aysal, şu yanıtı verdi;

"Evet benim için de zor bir karardı. 2011 yılında Galatasaray'a başkan seçildim. Galatasaray son 3 sezon çok kötü bir sezon geçirmişti. Önce 5., daha sonra 3., daha sonra da ligi 8. bitirdi. Bu durumdan bütün Galatasaraylılar endişeliydi. Daha sonra çseçimler oldu ve başkan seçildim. 2011 yılından önce son 5 sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılamayan bir takım vardı. Benim en büyük amacım Türkiye ligindeki başarıdan çok Şampiyonlar Ligi'nde ilerlemekti. Şampiyonlar Ligi'nin kalıcı ve başarılı takımları arasında olmak istiyoruz. Bir şeyler kötü gittiğinde, sadece bir kişiyi ya da bir kurumu suçlayamazsın. Bu yüzden şiddetli değişiklikler yaptım. Avantajım futboldan gelmiyorum. Bazı hatalar yapabilirim, ancak yapmamaya çalışıyorum. Takımda sert değişiklikler yaptık. Takımı tamamen değiştirdik. Profesyonellerin yüzde 65'den fazlasını değiştirdik. Sonra 2 Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadık ve geçen sene de şanlıyız ki Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final yaşadık. 2 sene sonunda teknik direktörümüzü değiştirdik. Çok iyi bir menajerdi ve ona sahip olduğumuz için çok gururluyduk."

"2 tane şampiyonluk kazanan bir teknik direktörü değiştirmek normal mi?" şeklindeki soru üzerine ise Aysal, "Türkiye'de bu çok olağan bir şey. (Gülüşmeler) Galatasaray tarihinde bu tarz değişiklikler var. Bu ilk değil. Bu sefer çok başarılıydı. TFF Türkiye Milli Takımı için onu düşündü. Sonra biz onun gitmesine onay verdik" dedi.

"TÜRK HÜKÜMETİ, TÜRK FUTBOLUNUN GELİŞMESİ İÇİN BÜYÜK ÇABA GÖSTERİYOR"

Türk futbolunun gelişimiyle ilgili bir soruya ise Aysal, "Bir ülkenin uluslararası alandaki ismi ve gücü, o ülkenin kulüplerini de etkiler. Örneğin Almanya, ülkenin finansal yapısının güçlü olması, futbol kulüplerinin de başarılı olmasına yansıdı. Türkiye hükümeti bunun için çok büyük çaba gösteriyor. Ekonomik açıdan iyi ilerlemeler var. Ama kulüp yöneticileri, politikacılar kadar başarılı değil. Bunun için tıpkı politikacılar gibi, bizim de sportif alanlarda ilerlememiz ve başarılı olmamız gerekiyor" yanıtını verdi.

Göreve getirilen Mancini ile ilgili de konuşan Aysal, "Biz önceden de üst düzey seviyede teknik direktörlerle çalıştık, Fenerbahçe de, diğer takımlar da Türkiye'de çalıştı. Mancini de İtalya'da, İngiltere'de, Şampiyonlar Ligi'nde tecrübeli bir isim" ifadelerini kullandı.

"Bir iş adamı olarak tam kontrol sahibi olmak nasıl bir şey, yarışı nasıl etkiliyor?" sorusu üzerine Aysal, "Maçları kazandığınız sürece kontrolünüz sorgulanmaz. Ancak 1-2 maç kaybettiğinizde, insanlar sizi sorgulamaya başlıyor. Futbol sadece sahada oynanmıyor. Şu anda çok mutluyum. Şampiyonlar Ligi'nde de Juventus ile eşleştik, çok zor bir gruptayız" diye konuştu.

Soru cevap şeklindeki oturumda Aysal, şunları söyledi;

Agnellı ailesi uzun yıllar futbolun içinde ve kontrol mekanizması. Ünal aysal da aynı zamanda önemli bir sektörle uğraşıyor ve kulüp yönetiyor. Bir işadamı olarak nasıl benzerlikler var ikisi arasında?

Aysal: Türkiye'de durumlar çok değişik. İki üç maç beklenmedik sonuçlar alınınca yetenekleriniz ve yaptıklarınız sorgulanmaya başlıyor. Sahada olmasanız da, geri planda olsanız da siz en baştaki isimsiniz. Ve herkes de sizden cevap bekliyor.

Peki aldığınız sonuçlardan memnun musunuz?

Aysal:  Tabii ki memnunum. Uzun bir yarış bu, önümüzde çok maç varbence kötü başlamadık, şampiyonlar ligi'nde juventus ile aynı gruptayız. Birlikte zor maçlara çıkacağız, mücadele edeceğiz. Ve hep birlikte.

Şampiyonlar ligi'ne katılabilmeniz için liginizi şampiyon veya ilk iki sırada tamamlamak zorundasınız. Uefa şampiyonlar ligi gelirlerinin liginizdeki duruma etkisi nasıl oluyor, sizin açınızdan öğrenebilir miyiz?

Aysal: Galatasaray tarafından bakmamız gerekirse; uefa'nın şu an yürürlükte olan sisteminden mutlu değiliz. Son 10 yılda uefa şampiyonlar ligi gelirlerinde %12'lik bir artış olduğunu görüyoruz; ama bu gelirin toplamının ve yansımasının her takıma aynı şekilde olmadığı da bir gerçek. Galatasaray olarak bu durumdan ötürü tatmin değiliz. Tabii ki burada arkadaşım andrea [agnelli] ile beraber olduğum için mutluyum; ama örnek vermek gerekirse geçen sezon juventus, çeyrek final oynadığı şampiyonlar ligi'nin gelirlerinden 44,8 milyon euro kazanırken, aynı pozisyondaki Galatasaray sadece 5,3 milyon euro'luk bir gelir elde edebildi. Demek ki, bu noktada bir yanlış var.

Burada türkiye'nin en iyi, en güçlü ve en fazla tanınan futbol kulübünün başkanı olarak oturuyorsunuz. Ülke sporunda Galatasaray'ın öne çıkarak başarılı olmasını nasıl sağladınız?

Aysal: Eğer ülke olarak uluslararası arenalarda daha iyi bir pozisyonda bulunuyorsanız; kulüpler de otomatik olarak bundan memnuniyet duyar. Örneğin andrea, az önce alman takımlarının son yıllarda avrupa kupalarındaki başarılarından bahsetti. Bu başarı, almanya'nın dünyadaki finansal ve politik pozisyonunda elde ettiği başarıyla beraber geldi. Türkiye, son 10 yılda ülkenin finansal gelişimi için büyük bir performans ortaya koydu; fakat kulüpler, bu çıkışa aynı şekilde destek veremedi. Bizim de aslında yapmak istediğimiz bu. Ülkenin sadece politik değil, sportif anlamda da yükselişini gerçekleştirerek parallellik göstermek.

İki kulüp arasında benzerlikler var. Son iki senede iki kulüp de yeni stadyumlara taşındı. Bunun hem global hem de yerel anlamda makro ekonomik getirileri vardır muhtemelen. Taraftar sayısı arttıkça finansal olarak daha güçlü oluyorsunuz, bu sizin gelecek planlarınızı etki ediyor mu? Yeni stada geçmek sizi ekonomik olarak ne şekilde etkiledi?

Aysal: yeni bir stadyuma taşınmış olmanın getirdiği sonuçlardan oldukça memnunuz. Bizim stadımız, 52.000 koltuk kapasitesine sahip ve son iki yılda 46.000 kişilik bir ortalamaya sahibiz.

Daha önceki stadınızın ortalaması kaçtı?

Aysal: yaklaşık 24-25 bin kişilik bir kapasitesi vardı; ama stadın hemen hemen ortalama %50-60'ı dolu oluyordu.

Yeni stada taşınmak sizin yükseliş sürecinize direkt etki etti, öyle değil mi?

Aysal: taraftarları stadyuma getirmek için aynı zamanda harcama da yapmak zorundasınız. Evet, insanlara rahat edebilecekleri bir ortam yaratırsınız ve onlar bunun için size para öder; ama aynı zamanda büyük yıldızları takımınıza katarsanız, taraftarlar da o yıldızları görebilmek için stadınıza gelir. Bu da doğal olarak takımınızın değerinizi arttırır. Gelirlerinizin yüksek olması veya iyi tesislerinizin bulunması yeterli değil. Ekstra harcamalar da yapmanız gerekir. Maliyetleri yükseltiyor. Güzel bir stadyumunuz olduğundagelirleriniz artmıyor, ekstra  çaba harcıyoruz.

Olimpiyatı alamadınız ama bu olumsuzluk 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası ev sahipliği sürecinizi etkiler mi?

Aysal: Galatasaray sadece futbol kulübü değil. Futbol, kulübün yardımcısı. Başka 12 branşımız var. 2020 Olimpiyat Oyunları'na gerçekten iyi hazırlandık. Olimpiyatın İstanbul'da yapılıyor olması bizim için çok güzel olacaktı. Bu fırsatı kaçırdık. Böyle olduğu için mutlu değiliz. Bu karar bizim gibi kulüpleri etkiledi.

Futbolun devlet ile ilişkisi nasıl?

Aysal: Biz elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye'de temel sorunlar yaşıyoruz. Galatasaray olarak türkiye süper ligi'nin, futbol federasyonundan ayrılması için çaba harcıyoruz.  tamamen bağımsız, ligin yasal olarak futbol kulüplerinin idaresinde bir düzen olması için organize olmaya çalışıyoruz.  futbol derneğine bağlı durumdayız. Kendi Sistemlerimizi kurmak için bağımsız bir yapıya sahip değiliz. Öncelikle kendi geleceğimizi oluşturmak ve kontrol altına almamız için bu sistemi oluşturmamız gerekiyor. Daha iyi futbol oynanması için ve taraftarlarımıza daha iyi bir oyun sunabilmemiz için yatırım yapmamız gerekiyor.

Şampiyonlar Ligi'ndeki ekonomik sistem iyileşirse Galatasaray için birşeyler değişir mi?.

Aysal: Bu durumu çok fazla değiştirmez. Bu projenin gerçekleşeceğini göz önüne alırsak, hiçbişey değişmeyecek. Büyük kulüpler büyük, küçük külüpler küçük olarak kalacak. Halk tarafından kabul edilenler kulüpler; mesela bizim 25 milyon taraftarımız var. İlk rakibimiz Fenerbahçe'nin 23-24 milyon taraftarı var. Geride kalan takımlara baktıkça bu aşağıya doğru gidiyor, mesela Beşiktaş'ın 6 milyon taraftarı var, diğer takımlar 1 milyon ve azalarak devam ediyor.

Kulüpler arasında büyük farklılıklar var. Sadece Türkiye'de değil, İspanya'yı da örnek gösterebiliriz. İspanya'da 2 büyük kulüp var. Real madrid ve Barcelona. Diğer kulüpler sadece onları takip ediyor. Taraftar sayısı olarak çok büyük fark var arada.

 Finansal yönetim konusunda ne düşünüyorsunuz?

Aysal: Bu sene, ne kar ne de zarar etme dönemine geliyoruz. Kişisel olarak finansal fairplay'ı destekliyorum  çünkü kulüplerin kendilerini Disipline ve kontrol etmesi gerekiyor. 2012-2013 yılına baktığımda, 2012'de ilk kez karın yükseldiğini görüyoruz. Kulüplerin kaybı da 600 Milyon euroya ulaştı.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, UEFA Şampiyonlar Ligi B Grubu'ndaki rakibi Juventus'un kulüp başkanı Andrea Agnelli ile "Sağlıklı Rekabet: Avrupa Kulüp Başkanları Tartışması" başlıklı oturumda konuştu.

Başkan Aysal, oturumda kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken, bir çok konuda da önemli açıklamalarda bulundu.

Teknik direktör Fatih Terim ile yollarını ayırmalarıyla yöneltilen bir soruya Aysal, şu yanıtı verdi;

"Evet benim için de zor bir karardı. 2011 yılında Galatasaray'a başkan seçildim. Galatasaray son 3 sezon çok kötü bir sezon geçirmişti. Önce 5., daha sonra 3., daha sonra da ligi 8. bitirdi. Bu durumdan bütün Galatasaraylılar endişeliydi. Daha sonra çseçimler oldu ve başkan seçildim. 2011 yılından önce son 5 sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılamayan bir takım vardı. Benim en büyük amacım Türkiye ligindeki başarıdan çok Şampiyonlar Ligi'nde ilerlemekti. Şampiyonlar Ligi'nin kalıcı ve başarılı takımları arasında olmak istiyoruz. Bir şeyler kötü gittiğinde, sadece bir kişiyi ya da bir kurumu suçlayamazsın. Bu yüzden şiddetli değişiklikler yaptım. Avantajım futboldan gelmiyorum. Bazı hatalar yapabilirim, ancak yapmamaya çalışıyorum. Takımda sert değişiklikler yaptık. Takımı tamamen değiştirdik. Profesyonellerin yüzde 65'den fazlasını değiştirdik. Sonra 2 Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadık ve geçen sene de şanlıyız ki Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final yaşadık. 2 sene sonunda teknik direktörümüzü değiştirdik. Çok iyi bir menajerdi ve ona sahip olduğumuz için çok gururluyduk."

"2 tane şampiyonluk kazanan bir teknik direktörü değiştirmek normal mi?" şeklindeki soru üzerine ise Aysal, "Türkiye'de bu çok olağan bir şey. (Gülüşmeler) Galatasaray tarihinde bu tarz değişiklikler var. Bu ilk değil. Bu sefer çok başarılıydı. TFF Türkiye Milli Takımı için onu düşündü. Sonra biz onun gitmesine onay verdik" dedi.

"TÜRK HÜKÜMETİ, TÜRK FUTBOLUNUN GELİŞMESİ İÇİN BÜYÜK ÇABA GÖSTERİYOR"

Türk futbolunun gelişimiyle ilgili bir soruya ise Aysal, "Bir ülkenin uluslararası alandaki ismi ve gücü, o ülkenin kulüplerini de etkiler. Örneğin Almanya, ülkenin finansal yapısının güçlü olması, futbol kulüplerinin de başarılı olmasına yansıdı. Türkiye hükümeti bunun için çok büyük çaba gösteriyor. Ekonomik açıdan iyi ilerlemeler var. Ama kulüp yöneticileri, politikacılar kadar başarılı değil. Bunun için tıpkı politikacılar gibi, bizim de sportif alanlarda ilerlememiz ve başarılı olmamız gerekiyor" yanıtını verdi.

Göreve getirilen Mancini ile ilgili de konuşan Aysal, "Biz önceden de üst düzey seviyede teknik direktörlerle çalıştık, Fenerbahçe de, diğer takımlar da Türkiye'de çalıştı. Mancini de İtalya'da, İngiltere'de, Şampiyonlar Ligi'nde tecrübeli bir isim" ifadelerini kullandı.

"Bir iş adamı olarak tam kontrol sahibi olmak nasıl bir şey, yarışı nasıl etkiliyor?" sorusu üzerine Aysal, "Maçları kazandığınız sürece kontrolünüz sorgulanmaz. Ancak 1-2 maç kaybettiğinizde, insanlar sizi sorgulamaya başlıyor. Futbol sadece sahada oynanmıyor. Şu anda çok mutluyum. Şampiyonlar Ligi'nde de Juventus ile eşleştik, çok zor bir gruptayız" diye konuştu.

Soru cevap şeklindeki oturumda Aysal, şunları söyledi;

 

Soru: İngiliz futbolu ve sizin futbolunuz biraz farklı modeller. Bir kulüp lideri olarak andrea da elbette bazı sorunlarla ilgileniyor.

Agnellı ailesi uzun yıllar futbolun içinde ve kontrol mekanizması. Ünal aysal da aynı zamanda önemli bir sektörle uğraşıyor ve kulüp yönetiyor. Bir işadamı olarak nasıl benzerlikler var ikisi arasında?

Aysal: Türkiye'de durumlar çok değişik. İki üç maç beklenmedik sonuçlar alınınca yetenekleriniz ve yaptıklarınız sorgulanmaya başlıyor. Sahada olmasanız da, geri planda olsanız da siz en baştaki isimsiniz. Ve herkes de sizden cevap bekliyor.

 

Soru: Peki aldığınız sonuçlardan memnun musunuz?

Aysal:  Tabii ki memnunum. Uzun bir yarış bu, önümüzde çok maç varbence kötü başlamadık, şampiyonlar ligi'nde juventus ile aynı gruptayız. Birlikte zor maçlara çıkacağız, mücadele edeceğiz. Ve hep birlikte.

 

Soru: Şampiyonlar ligi'ne katılabilmeniz için liginizi şampiyon veya ilk iki sırada tamamlamak zorundasınız. Uefa şampiyonlar ligi gelirlerinin liginizdeki duruma etkisi nasıl oluyor, sizin açınızdan öğrenebilir miyiz?

Aysal: Galatasaray tarafından bakmamız gerekirse; uefa'nın şu an yürürlükte olan sisteminden mutlu değiliz. Son 10 yılda uefa şampiyonlar ligi gelirlerinde %12'lik bir artış olduğunu görüyoruz; ama bu gelirin toplamının ve yansımasının her takıma aynı şekilde olmadığı da bir gerçek. Galatasaray olarak bu durumdan ötürü tatmin değiliz. Tabii ki burada arkadaşım andrea [agnelli] ile beraber olduğum için mutluyum; ama örnek vermek gerekirse geçen sezon juventus, çeyrek final oynadığı şampiyonlar ligi'nin gelirlerinden 44,8 milyon euro kazanırken, aynı pozisyondaki Galatasaray sadece 5,3 milyon euro'luk bir gelir elde edebildi. Demek ki, bu noktada bir yanlış var.

 

Soru: Burada türkiye'nin en iyi, en güçlü ve en fazla tanınan futbol kulübünün başkanı olarak oturuyorsunuz. Ülke sporunda Galatasaray'ın öne çıkarak başarılı olmasını nasıl sağladınız?

Aysal: Eğer ülke olarak uluslararası arenalarda daha iyi bir pozisyonda bulunuyorsanız; kulüpler de otomatik olarak bundan memnuniyet duyar. Örneğin andrea, az önce alman takımlarının son yıllarda avrupa kupalarındaki başarılarından bahsetti. Bu başarı, almanya'nın dünyadaki finansal ve politik pozisyonunda elde ettiği başarıyla beraber geldi. Türkiye, son 10 yılda ülkenin finansal gelişimi için büyük bir performans ortaya koydu; fakat kulüpler, bu çıkışa aynı şekilde destek veremedi. Bizim de aslında yapmak istediğimiz bu. Ülkenin sadece politik değil, sportif anlamda da yükselişini gerçekleştirerek parallellik göstermek.

 

Soru: İKi kulüp arasında benzerlikler var. Son iki senede iki kulüp de yeni stadyumlara taşındı. Bunun hem global hem de yerel anlamda makro ekonomik getirileri vardır muhtemelen. Taraftar sayısı arttıkça finansal olarak daha güçlü oluyorsunuz, bu sizin gelecek planlarınızı etki ediyor mu? Yeni stada geçmek sizi ekonomik olarak ne şekilde etkiledi?

Aysal: yeni bir stadyuma taşınmış olmanın getirdiği sonuçlardan oldukça memnunuz. Bizim stadımız, 52.000 koltuk kapasitesine sahip ve son iki yılda 46.000 kişilik bir ortalamaya sahibiz.

 

Soru: Daha önceki stadınızın ortalaması kaçtı?

Aysal: yaklaşık 24-25 bin kişilik bir kapasitesi vardı; ama stadın hemen hemen ortalama %50-60'ı dolu oluyordu.

 

Soru: Yeni stada taşınmak sizin yükseliş sürecinize direkt etki etti, öyle değil mi?

Aysal: taraftarları stadyuma getirmek için aynı zamanda harcama da yapmak zorundasınız. Evet, insanlara rahat edebilecekleri bir ortam yaratırsınız ve onlar bunun için size para öder; ama aynı zamanda büyük yıldızları takımınıza katarsanız, taraftarlar da o yıldızları görebilmek için stadınıza gelir. Bu da doğal olarak takımınızın değerinizi arttırır. Gelirlerinizin yüksek olması veya iyi tesislerinizin bulunması yeterli değil. Ekstra harcamalar da yapmanız gerekir. Maliyetleri yükseltiyor. Güzel bir stadyumunuz olduğundagelirleriniz artmıyor, ekstra  çaba harcıyoruz.

 

Soru: Olimpiyatı alamadınız ama bu olumsuzluk 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası ev sahipliği sürecinizi etkiler mi?

Aysal: Galatasaray sadece futbol kulübü değil. Futbol, kulübün yardımcısı. Başka 12 branşımız var. 2020 Olimpiyat Oyunları'na gerçekten iyi hazırlandık. Olimpiyatın İstanbul'da yapılıyor olması bizim için çok güzel olacaktı. Bu fırsatı kaçırdık. Böyle olduğu için mutlu değiliz. Bu karar bizim gibi kulüpleri etkiledi.

 

Soru: Futbolun devlet ile ilişkisi nasıl?

Aysal: Biz elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye'de temel sorunlar yaşıyoruz. Galatasaray olarak türkiye süper ligi'nin, futbol federasyonundan ayrılması için çaba harcıyoruz.  tamamen bağımsız, ligin yasal olarak futbol kulüplerinin idaresinde bir düzen olması için organize olmaya çalışıyoruz.  futbol derneğine bağlı durumdayız. Kendi Sistemlerimizi kurmak için bağımsız bir yapıya sahip değiliz. Öncelikle kendi geleceğimizi oluşturmak ve kontrol altına almamız için bu sistemi oluşturmamız gerekiyor. Daha iyi futbol oynanması için ve taraftarlarımıza daha iyi bir oyun sunabilmemiz için yatırım yapmamız gerekiyor.

 

Soru: Şampiyonlar Ligi'ndeki ekonomik sistem iyileşirse Galatasaray için birşeyler değişir mi?.

Aysal: Bu durumu çok fazla değiştirmez. Bu projenin gerçekleşeceğini göz önüne alırsak, hiçbişey değişmeyecek. Büyük kulüpler büyük, küçük külüpler küçük olarak kalacak. Halk tarafından kabul edilenler kulüpler; mesela bizim 25 milyon taraftarımız var. İlk rakibimiz Fenerbahçe'nin 23-24 milyon taraftarı var. Geride kalan takımlara baktıkça bu aşağıya doğru gidiyor, mesela Beşiktaş'ın 6 milyon taraftarı var, diğer takımlar 1 milyon ve azalarak devam ediyor.

Kulüpler arasında büyük farklılıklar var. Sadece Türkiye'de değil, İspanya'yı da örnek gösterebiliriz. İspanya'da 2 büyük kulüp var. Real madrid ve Barcelona. Diğer kulüpler sadece onları takip ediyor. Taraftar sayısı olarak çok büyük fark var arada.

 

Soru: Finansal yönetim konusunda ne düşünüyorsunuz?

Aysal: Bu sene, ne kar ne de zarar etme dönemine geliyoruz. Kişisel olarak finansal fairplay'ı destekliyorum  çünkü kulüplerin kendilerini Disipline ve kontrol etmesi gerekiyor. 2012-2013 yılına baktığımda, 2012'de ilk kez karın yükseldiğini görüyoruz. Kulüplerin kaybı da 600 Milyon euroya ulaştı.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler